Sonsuza bakıyorum
şimdinin kenarında
bir avuç toprak olarak
geleceği biri bana getirebilir mi
belki ben oraya varamam
yaşam çoğu düşüncelerdir
ve korkmaktır her şeyden
ben öyle yaptım/sebepsizce
çağrıldığım bu kara parçası üzerinde
Ve ayrıca Turan Say
kale varsa elbet saldırılır/ve kale varsa yıkılmalıdır
Aç Yazı dergisinin koleksiyonunu yapmaya karar vermiştim seneler önce. Had bismillah dedik. İlk sayısı zaten vardı. Takip eden sayılarını bulamadan, çok da peşine düşmedim gayrı , işte 4 ve 5. Kapaklarına, sayfa kalitesine gösterdikleri özen hoşuma gidiyor. 4. sayıda yarı dosya Oktay Rıfat hakkında. Nedense aklımda şiir dünyasında hep eleştirilen bir isim olarak kalmış, şair. Buradaki yazılar ve yazılarda alıntılı ferah dizeler dikkatimi celp etti. Yine ismini duyup fikir sahibi olmadığım Avusturyalı şair Georg Trakl için dergi orta sayfalarını ayırmış. Bu sayıda pek çok sanatsal fotoğrafa da yer verilmiş. Ve absürt tiyatro karakterlerinden Übü ile ilgili de bir metine . Şiirlerden Can Alkor'un Bozburun'da Bizi Ağırlayanlara başlıklı eser püfür püfür Ege'yi getiriyor bizlere.Şimdi ayrılıyoruz. Karayelin seslerini götürüyoruz buradan, kekik ve adaçayı kokusunu, selvi fısıltısını,
hep var olan denizi, uykularımızın yanıbaşında.-
Sizler, konuk varıp, dost ayrıldıklarımız,
balıkların, otların adlarını bizim için saklayın, güzel sözcüklerini insanoğlunun:
Yolculuk sonsuz değil anıların gözünde.
Bu kıyıya döneceğiz.
5. sayı ise maalesef aynı ayarda değil, en azından benim için. Yarı dosyada hayatı da dramatikbir şekilde sonlanan romantik şair Keats konu alınmış. O günlerin romantik edebiyatını, süslü laf kalabalığını, ayılma bayılmaları pek sevmem. Bilge Alkor'ın kapaktakine benzer yalın ama derin bir çok desenine yer verilmiş. Bilinç akışı ile yazılan upuzun bir metin ve başı 3. sayıda kalan bir öykünün devamı derginin akışını aksatıyor. Yine sayfalarca süren deneysel bir şiir de elimizde bu kadar zorlayıcı metin varken bu sayı için yanlış bir seçim olmuş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder