14 Mayıs 2021 Cuma

Brent Weeks - Gece Meleği Üçlemesi I : Gölgelerin Yolu


Brent Weeks fantastik kurgu türündeki bu ilk romanıyla Abd'de çok satanlar listesine girebilen bir isim. İthaki'den yayınlanmaya başlayan Işık Yaratan serisi ile yerini sağlamlaştırmış ve o eseriyle daha da olumlu eleştirilerle kariyerini pekiştirmiş. 5 kitaptan oluşan Işık Yaratan serisinin ilk iki kitabı dilimize kazandırılmışken Artemis Yayınları, Gece Meleği serisinin devamını getirememiş görünüyor. Kötü bir promosyon sebep olmuş olabilir ve eminim ki kapağın iticiliğinin de bir payı var. Suikastçı bir gencin hikayesi anlatılıyorken ninja görüntüsünü anlarım da mor renkler ve fotoğrafa benzeyen tasarım, ne bilem, işte öyle. Aslında oldukça akıcı bir dil kullanılmış, hikaye seller sular gibi akıyor. Ama konuya baktığımızda Robin Hobb, Scott Lynch ve Patrick Rothfuss'un oynamayı sevdiği alanda kalem oynattığını görüyoruz. Modern fantastik kurgunun gerçekçi ve acımasız sosyal ortamı ve olaylarının bol saray entrikasıyla harmanlanarak eşlik ettiği sokaklarda hayatta kalmaya çalışan bir çocuğun Azoth ya da sonraki adıyla Kylar, ustası Durzo sayesinde suikastçı olması ve cadılardan destek alan yayılmacı ve tabi ki kötü kuzeyli bir krallığın tehdidi altındaki yozlaşmış Cenaria krallığında asiller arasında entrikalara karışması. Diğer yandan uzak diyarlardan geleceği görebilen ve kötücül istilaya karşı direniş gösteren bir kaç büyücü manipülasyonu, kaka'ri denen güçlü bir büyü ve bir bakıyoruz Azoth aslında bu büyüyü kullanabilen seçilmiş kişi. Yine de bunların hepsi fasa fiso. Hayatın geçiciliğini vurgulayarak yaptığı kötü anlaşmalara ve mizantropik tavra bahane yaratan nihilizmi benimsemiş hocasına karşı Azoth'un  bu nihilizme kendini bırakmayıp sevdikleri için kendini feda etmesi, nedamet yolunu seçmesi asıl ana konu. Ama ben fantastik kurgumu Tolkien geleneğine uygun olarak yan hikayelerle ve tarihsellikle  ve LeGuin geleneğine tabi olarak antropolojik ve sosyolojik çözümlemelerle zenginleştirilmiş bir şekliyle severim. Burada yazar hiç bir kelimeyi, olayı israf etmiyor. Herşey ana kurguya hizmet ediyor. İlk sayfada yer alan haritaya ihtiyaç bile yok. Modern David Eddings gibi yani. Özetle türe aşina olanların benzer konuları işleyen ismini geçirdiğim diğer yazarların yazdıklarının üzerine bir şey katamayan bu eseri çıtır çerez gibi okuyup geçeceğini ancak  türün içine çok girmemiş kişilerin ismini geçirdiğim diğer yazarların kallavi kitaplarını okumadan önce göz attıkları takdirde onları hazırlayarak geliştireceğini düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder