17 Aralık 2017 Pazar

Robert Silverberg - Cam Kule

Kim kimi etkiledi bilemiyorum ama Androidler Elektrikli Koyun Düşler Mi'de olduğu gibi bu romana damgasını vuran şey; bir tankta genetiği ile oynayarak yaratılan ve  köle olarak yetiştirilen, ismin çağrıştırdığının tersine biyolojik bir varlık olan androidler oluyor. Belli dönem bilim kurgusunu neden sevdiğimi ve hatta hatta klasik diye empoze edilen pek çok romandan daha değerli bulduğumu anlatmıştım. Sadece kurgu değil tema olarak da evrensel sorunları konu etmeleri iyi bir okuma sunuyor. Robert Silverberg de belki de değeri az bilinen bir yazar olarak, evet kabul etmek gerekirse işlene işlene eskimiş de olsa insan nedir sorusunu derinleştirmekte bu eserinde. Hünerini kurgu ve tema arasında sıkıcılığa düşmeden konuşturuyor burada. Zeka seviyelerine göre üç cins yaratılan androidler kendi sosyal dokularını geliştiriyor ve yaratıcıları olan işadamı etrafında gizli bir din kuruyorlar. Bu işadamı ise insan hırsının temsili olarak uzaylılarla muhtemel ilk kontağı kurabilmek için devasa uzunlukta bir cam kuleyi inşa ettirmeye obsesif bir şekilde takılmış durumda. İnsanların arasında yabancılaşmış, kasten belirlenmiş ayrıksı renkleriyle neredeyse uzaylı kalan androidlerin hassasiyetini nasıl karşılayacak? Androidler siyaset aracılığıyla mı yoksa dinsel normda bir kurtarıcının dokunuşuyla mı insanlarla aynı haklara sahip olabilir? Bence okuyun.

8,5

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder